PKK'nın 11 Temmuz'da silah bırakma sürecini başlatmasının ardından, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bu yeni sürecin yasal altyapısını oluşturmak üzere bir komisyon kurulması gündeme geldi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, siyasi partilerin grup başkanvekillerini 19 Temmuz Cuma günü yapılacak toplantıya davet etti. Toplantıda, kurulacak komisyonun yapısı, üye sayısı, çalışma esasları ve ismi üzerinde görüşmeler gerçekleştirilmesi bekleniyor.
Komisyonun kurulması, hem iktidar hem de muhalefet partileri açısından farklı öncelikler içeriyor. DEM Parti, sürece yasal güvence sağlanması ve örgüt üyelerine dönüşü düzenleyen bir yasal çerçevenin oluşturulmasını gündemin ilk sıralarına alırken; iktidar partisi AKP ise, "basamaklı ilerleme" formülüyle, örgütün her olumlu adımına karşılık aşamalı yasal düzenlemelerin yapılmasını öneriyor. CHP ise komisyonun yapısının ve işleyişinin karşılıklı müzakereyle şekillenmesi gerektiğini savunuyor.
Komisyonun ismine ilişkin tartışmalar da sürüyor. AKP ve MHP, süreci “Terörsüz Türkiye” ve “Milli Birlik ve Dayanışma” çerçevesinde tanımlarken; CHP, “Terörsüz Demokratik Türkiye” adını önerdi. DEM Parti ise “Terörsüz Türkiye” ifadesine karşı çıkarak, süreci "Barış ve Demokratik Toplum" perspektifiyle değerlendirmekte ısrarcı. Komisyonun adı, cuma günkü toplantıda netlik kazanacak.
DEM Parti, komisyona katılacak üyelerini belirledi. Meclis’teki siyasi partilerin ortak eğilimi, komisyonun 35 üyeden oluşması yönünde. Bu sayının, Meclis KİT Komisyonu’nun yapısını örnek alarak belirlendiği bildiriliyor. AKP, komisyonun daha verimli çalışabilmesi için 22 üyelik alternatif yapının da gündeme alınabileceğini belirtti. Bağımsız veya grubu olmayan partilerin de komisyona 6 ila 7 kişiyle katılması planlanıyor.
Süreç kapsamında DEM Parti'nin oluşturduğu İmralı heyeti, siyasi partilerle temaslarını sürdürüyor. Heyet; Adalet Bakanı, MHP, Gelecek Partisi ve CHP liderleriyle görüşmelerini tamamladıktan sonra yeniden İmralı’ya dönerek, muhalefet partilerinin sürece dair tutumunu Abdullah Öcalan’a aktaracak. Bu temaslar, sürecin çok yönlü ve çok aktörlü bir biçimde şekillenmekte olduğunu gösteriyor.