İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın tutukluluk sürecindeki sağlık durumu, kamuoyunda ve siyasi çevrelerde yakından takip ediliyor. “Kent uzlaşısı” soruşturması kapsamında 23 Mart’ta tutuklanarak Marmara Cezaevi’ne (eski adıyla Silivri) gönderilen Polat’ın, kalp ve damar rahatsızlıkları nedeniyle defalarca hastaneye sevk edildiği bildirildi.
Polat’ın avukatı Erkam Erdem’in verdiği bilgilere göre, müvekkilinin kalp damarlarında altı adet stent bulunuyor ve daha önce geçirdiği anjiyolar nedeniyle hipertansiyon riski yüksek. Tutuklandığı günden bu yana en az üç kez hastaneye kaldırılan Polat, son olarak 30 Mart’ta anjiyo oldu ve ertesi gün cezaevine geri götürüldü. Avukat Erdem, tansiyonun 24 gibi kritik bir seviyeye çıktığını, bunun kalp krizi ve beyin kanaması gibi ciddi riskler oluşturduğunu açıkladı.
Polat’ın durumu, 8 Nisan Pazartesi günü sevk edildiği Adli Tıp Kurumu’nda heyet tarafından değerlendirildi. Avukatı, doktorların tutumunun hakkaniyetli olduğunu ve raporun kısa sürede hazırlanmasını beklediklerini belirtti. Bu rapor, cezaevi koşullarında yaşamını sürdüremeyecek durumda olan tutuklulara yönelik yasal düzenlemeler kapsamında, adli kontrol altında tahliye kararının verilip verilmeyeceğine dair belirleyici olacak.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, sağlık nedeniyle cezaevinde yaşamını tek başına sürdüremeyecek kişiler hakkında adli tıp raporuna dayanarak adli kontrol kararı verilebileceğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da, sürecin tamamen sağlık uzmanlarının vereceği karara göre şekilleneceğini ve cezaevindekilerin devletin sorumluluğunda olduğunu ifade etti.
Siyasi isimlerden de sürece dair açıklamalar geldi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, "ölçülülük" ilkesine dikkat çekerek, hayati tehlike taşıyan tutukluların tedavisinin öncelikli olduğunu vurguladı. Eski AKP milletvekili Mehmet Metiner ise, cezaevlerinden sorumlu genel müdürlükten edindiği bilgilere göre Polat’ın ilaçlarını düzenli kullandığını ve sağlık durumunun devletin kontrolünde olduğunu aktardı.