Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın 20 Haziran’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine İstanbul’a yapacağı ziyaret, Ermenistan-Türkiye ilişkileri açısından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Bu ziyaret, Ermenistan’dan Türkiye’ye başbakan düzeyinde gerçekleşecek ilk resmi ziyaret olma niteliği taşıyor. Görüşme, iki ülke arasında halen diplomatik ilişkilerin kurulmamış olmasına rağmen yürütülen normalleşme sürecinde dikkat çekici bir gelişme olarak öne çıkıyor.
İki ülke, 2021 yılında karşılıklı özel temsilciler atayarak diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edilmesine yönelik bir süreç başlatmıştı. Türkiye, 1993 yılında Dağlık Karabağ'ın işgali sonrası Ermenistan ile diplomatik ilişkileri kesmişti. 2009 yılında Bursa'da düzenlenen futbol maçı çerçevesinde yapılan karşılıklı ziyaretler sembolik düzeyde kalmış, ancak kalıcı bir normalleşmeye dönüşmemişti. Paşinyan ve Erdoğan, son dönemde uluslararası zirvelerde ve resmi bayramlar sırasında temaslarını sürdürerek bu diyaloğu daha istikrarlı bir zemine oturtmaya çalıştılar.
Paşinyan’ın İstanbul ziyareti, Ermenistan ile Azerbaycan arasında yürütülen barış süreci açısından da önem taşıyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Türkiye ziyaretiyle neredeyse eş zamanlı gerçekleşen bu görüşme, Türkiye’nin her iki ülke ile eş güdümlü bir diplomatik strateji yürüttüğüne işaret ediyor. Türkiye, Azerbaycan-Ermenistan barış görüşmelerinde kalıcı bir anlaşmanın sağlanmasını Ermenistan ile normalleşmenin ön koşulu olarak değerlendiriyor.
Görüşmelerin gündeminde, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin yanı sıra bölgesel güvenlik dinamikleri, ulaşım koridorları ve ekonomik iş birlikleri gibi başlıklar da yer alabilir. Paşinyan’ın Türkiye ile doğrudan temasın geçmişte üçüncü taraflar aracılığıyla yürütülmesine atıf yaparak “bugün artık doğrudan ve günlük temas kurabiliyoruz” ifadeleri, karşılıklı güvenin inşa edildiğine işaret ediyor.
Ancak görüşmenin “çalışma ziyareti” çerçevesinde yapılması ve İstanbul’da düzenlenmesi, resmi devlet protokolünden ziyade pratik ve içerik odaklı bir temasın hedeflendiğini gösteriyor. Bu ziyaretin ardından diplomatik ilişkilerin yeniden tesisi yönünde somut adımlar atılıp atılmayacağı, hem Ermenistan-Azerbaycan barış sürecinin seyrine hem de tarafların siyasi kararlılığına bağlı olacak. Görüşme, simgesel öneminin ötesinde, Güney Kafkasya’da istikrarı tesis edecek bir diplomatik mimarinin başlangıç noktası olabilir.