Tomorrow

Zamanın Ruhu : Oyun İçinde Oyun

Zamanın Ruhu : Oyun İçinde Oyun

Dijital Dünyanın Gerekleri…

Oyun muhteşem bir şey…

1500’lü yılların sonunda Shakespeare tarafından yazılmış olmasına rağmen Hamlet günümüzde en çok oynanan oyunu olma özelliğini devam ettiriyor; 500 yıldır. Sonsuz bir yeniden anlatma ve başkaları tarafından uyarlama yapılabilecek bir olay örgüsü sağlaması Hamlet’e bu benzersizlik ve güncellik unvanını kazandırıyor. Tiyatrocuların, hatta buna tüm sanat dünyasını de dahil edebilirsiniz, bu oyunun bir şekilde parçası olabilmek için kariyerlerini ortaya koymalarının nedeni budur.

Bunu iş dünyasında evirirseniz, iş insanlarının günceli olan “girişimcilik” ve “sürdürülebilirlik” iştahına nasıl da şablon olduğunu görebilirsiniz. Kendisini oyunda görmediğinde başkasını taklit ederek daha çok insana ulaşmak isteyen firmalar için bir ayna işlevi görür Hamlet. Tıpkı Goethe’den Dickens’a, Joyce’tan Murdoch’a birçok yazara esin kaynağı olduğu gibi…

Peki ya Hamlet’e esin kaynağı olan şey nedir diye biraz kurcaladığınızda Shakespeare’in Hamlet oyununu, 13. yüzyıl vakanüvisi Saxo Grammaticus tarafından Gesta Danorum adlı eserinde korunan ve 16. yüzyıl bilgini François de Belleforest tarafından tekrar anlatılan Amleth efsanesi ile kaybolduğu varsayılan ve günümüzde Ur-Hamlet adıyla bilinen I. Elizabeth dönemine ait bir oyundan esinlenerek yazmış olduğu bilgisine ulaşırsınız. Hamlet oyununun on üçüncü, on altıncı ve halen yirmi birinci yüzyıla taşındığını görürsünüz.

Ne zaman okusam, ne zaman izlesem hep aynı duyguyla beslenirim. Hamlet bu yaratılış hikayesiyle, hem zamanın ruhunu taşımasıyla ve hem de oyun içinde oyun kurgusuyla bana göre inovasyon için gerçek bir formüldür; hayal kur, hayalin içindeki bağlantıyı kur, hayata geçir !

Tüm bunların günümüzle nasıl bir ilişkisi olduğunu şöyle ifade edersem sanki ‘ zamanın ruhu ‘ daha iyi anlaşılacak ; Bu yılın başında bir şirket topluluğunun üst düzey yöneticilerine  – hem de 2020 vizyonunun belirlendiği, stratejik kararların alındığı önemli bir toplantı öncesinde – birlikte Hamlet’i izlettiğimi söylesem…

13. Yüzyıl, 16. Yüzyıl’ı Hamlet’le yaşarken 18. Yüzyıl (I. Endüstri Devrimi ) , 19. Yüzyıl (II. Endüstri Devrimi ) 20. Yüzyıl (III. Endüstri Devrimi ) ve 21. Yüzyıl (IV. Endüstri Devrimi ) değerlendirmelerini bu ilhamla anlamayı seçtiğimizi aktarsam… Dijital ekosistemlere, Blockchain’e ve daha ne varsa her şeye daha korkusuzca yaklaşıldığını belirtsem…

Hamlet’in dramatik yapısı ve karakterlerinin derinliği – dijital dünyanın gereklerini tasarlarken bile –  birçok açıdan oyunun tahlil edilmesine, yorumlanmasına ve üzerinde tartışılmasına neden olur. Hamlet’in kararsızlığı iş dünyasına evirildiğinde, bunun yalnızca olay dizisini sürdürebilmek için mi, yoksa soğukkanlılıkla yapılan planlamaların, risk hesaplarının ve amaçları gerçekleyebilmek için tasarlanan organigramların, organizasyonlarda karmaşık felsefi ve etik sorunların yarattığı baskıyı ölçmek için mi değerlendirileceği apaçık ortaya çıkar.

Şu anda zamanın ruhunu doğru algılamış, çoktan Blockchain dünyasının farkına varmış ve ilk adımlarınızı atmışsanız bile mutlaka yine Hamlet’in oyununun yörüngesinde bulursunuz kendinizi ; oyunun içinde olma, seyirci kalma tercihini olabildiğince harcayarak…

Çehovlaşabilir misiniz : Hamlet’ten 300 yıl sonra yazılan Anton Çehov’un oyunu Martı’sı, Shakespeare’in Hamlet oyunuyla güçlü bağlara sahiptir.  Gelin görün ki ilk sahneye konuluşunun gala gecesi efsanevi bir fiyasko yaşar. Nina’yı oynayan Vera Komissarzhevskaya seyircinin düşmanca tavrından o kadar etkilenir ki, neredeyse sesini kaybeder ( ! ) Çehov, oyuna müdahale etmez, seyircilerin arasından ayrılarak son iki perdeyi sahne arkasında geçirir. Bu kritik ‘ duruş ‘ sonrasında Konstantin Stanislavski’nin yönettiği Moskova Sanat Tiyatrosu prodüksiyonu olan Martı görülmemiş parlak bir başarı kazanır. Hem de bugünün iş psikolojisine 1895’ten selam çakarak ilham olacak bir yol haritası da vererek…

Martı’da, oyunundan önce amcasıyla konuştuğu sahnede Konstantin’in bir dizi amacı vardır :

Oyunum için her şeyin hazır olduğundan emin olmak istiyorum ( I ) Bu yüzden kendimi annemin eleştirilerine hazırlamak istiyorum ( II ) Bu yüzden annemin olası eleştirilerini onun kıskançlığına bağlamak istiyorum ( III ) Bu yüzden suçlamamı, annemin kıskançlığına ilişkin örneklerle meşru göstermek istiyorum. ( I V ) Bu yüzden birçok birimi oynuyorum.

Şimdi kendi zamanınıza dönüp kendiniz için Çehov’un gösterdiği ‘duruş’ ve ekibiniz için Konstantin’in amaçlarına – annesi kim olur diye düşünerek – bir bakın lütfen.

Dedim ya “Oyun” muhteşem bir şey.

Teşekkürler,
İzzet Çağlayan

Bu yazıyı paylaş:

Yorum gönder