Tomorrow

Şirketler Neden Travmaya Duyarlı Hale Gelmelidir?

Şirketler Neden Travmaya Duyarlı Hale Gelmelidir?

Kurumdaki pozisyonu ne olursa olsun herhangi birinin hikayesi bu kurumda çalışmaya başlamakla başlamaz. Çok daha ötelere dayanır. “Profesyonel Hayat” küçümsenmeyecek oranda psikolojik faktörlerin etkisi altındadır.  Zorba bir baba ile büyüyen biri ister patron olsun ister sıradan bir çalışan otorite ile karşılaştığında travması tetiklenir ve normalden farklı davranmaya başlar. Kimilerine göre aynı yönetici, ulaşılması güç bir otorite figürü iken bir başkasına göre yol alınabilen, iletişim kanalları açık biri olarak algılanabilir. Sorumluluklarını işin normal işleyişi ile tamamladığı düşünülen son derece çalışkan biri aslında   sorumlu olduğu kişilerin beklentisine göre hareket ediyor, bunun ardında beğenilmeme, takdir görmeme ya da eleştiri alma kaygısı taşıyor olabilir. İşinden ayrılmak istemesine rağmen, istifa edemeyen ya da işine aşırı tutunma gayretinde olan birinin bu döngüde olması yaşadığı kayıplar (ölüm, göç, terk edilme …) ya da güvensizlik duyguları ile ilgili olabilir. Geçmişinde şiddet görmüş bir yöneticinin ‘güçlü olmalıyım, kimse bana zarar vermemeli’ gibi inançları nedeniyle tüm ilişki ağlarında (aile içi, iş ve arkadaşlık ilişkileri) iletişim çabaları çatışma ile sonuçlanıyor olabilir. Biz biliyoruz ki travma yaşamış kişilerin inanç sistemleri yıkılmıştır ve bu kişiler inançlarını yeniden oluşturmak için desteğe ihtiyaç duyarlar. Travma farkındalığı ve alınacak destek ile birlikte bilişsel düzeyde, duygusal alanda ve davranış örüntülerinde yeniden inşa dönemi başlayacak, kişisel alanda ve kişilerarası ilişkilerde işlevsellik artacaktır.

Travma, bir kişi, aile ya da grubun duygusal ve zihinsel olarak hazırlıksız olduğu, psikolojik düzeyde korunma mekanizmalarını zorlayan, kişileri geçici ya da tamamen çaresiz hissettiren deneyimlerdir. ​Kurumsal travma ise kurumun tamamını ya da bir bölümünün etkileyen, çalışma hayatını, kurumsal faaliyetleri zorlaştıran, kişi ya da grupları geçici ya da tamamen çaresiz kılan olaylardır. Kurumsal travma farkındalığı; bilinçli bir yaklaşımla, doğru müdahalelerde bulunan ve önlemler alarak ilerleyebilen, travma duyarlı şirketler tarafından gerçekleştirilebilir. Bu yaklaşım ile şirketler kendini güvende, güçlükler ile baş etmeye hazır, kurumunun varlığını ve kapsayıcılığını derinden hisseden çalışanlar yaratmış olacaklardır. Travma duyarlı yaklaşım çalışanların psikolojik dayanıklılığının, kurumsal sadakatinin ve verimliliğinin de artmasını sağlar.

Travma ister doğal afet, ister çocukluk çağı ruhsal travması, isterse bir kayıp ya da kaza olsun, bakılması ve yapılması gerekenler, uzman eşliğinde kişinin travmasını çalışmak, kendisine yönelik geliştirdiği olumsuz inançları belirlemek (değersizim, sevilmeyi hak etmem..), olumsuz duyguları (güçsüzlük ya da çaresizlik) işlemek ve kişisel bütünlüğü sağlamaktır. Bu sayede beynin tetikleyiciler tarafından alarma geçmesine ve duygusal yaraların tekrar tekrar kanamasına karşı iyileştirici bir müdahale yapılmış olacaktır.  Travma duyarlı bir kurum olmak için nasıl bir yol izlenmeli sorusuna yanıt olarak;

  • Kurumun dönüşüme kararlı olması gerekir.
  • Süreci yönetecek bir çalışma grubu ve farklı durumlar için kurum dışı profesyonel destek almalıdır.
  • Bu çalışma grubu, kurum içi travma tetikleyicilerini belirlemeli ve yapılabilecek iyileştirme programları hazırlamalıdır. Kurumun (birimin, grubun veya çalışanın) risk faktörleri belirlenir, geliştirilecek koruyucu faktörler belirlenir.
  • Kurum çalışanlarını psikolojik olarak güçlendirme ve esneklik kazandırma çalışmaları yapılır. Bu çalışma kurumun tamamı, bir birimi, bir çalışma grubu ya da bir çalışanına yönelik yürütülür.
  • Eğer kurum travmatik bir deneyim yaşamış ise etkilenenlere yönelik psikolojik müdahale çalışmaları yapılır. Olayın oluşu, etkilerine göre bireylerle ya da gruplarla çalışılır. Olaydan hemen sonra müdahale çalışmaları yapılabilir.

Tüm dünyayı etkisi altına almış Covid-19 günümüzde global olarak kendi başına büyük bir travmadır. Kişiler üzerindeki etkileri ve öngörülen sonuçlar açısından önemli araştırmalara zemin hazırlamıştır. Belirsizliğin hüküm sürdüğü günümüzde belki de önümüzde yanan ışığa yönelmek, iyi olmaya dair atılacak bir adım olabilir. Yönetim birimlerinin ve insan kaynaklarının geleneksel krize müdahale yöntemlerini sorguladığı, değerlendirdiği; şirketlerin de travma duyarlı olabilmek için adımlar atabildiği bir dönem olması dileğiyle…

SEÇİL SARIKAYA
Uzm. Psikolog/ Aile Danışmanı
LİMAN PSİKOLOJİ

Bu yazıyı paylaş: