Sanal Sosyalleşmenin Getirisi: Fomo (Fear Of Missing Out)
Son dönemlerde belki de üzerinde en sık durulan konulardan biri haline gelen “Fomo”, en yalın hali ile gelişmeleri kaçırma korkusu olarak ifade edilebilir.
Yaşanılan zorlu pandemi koşulları, artan vaka sayıları derken bireylerin eve kapanması neredeyse artık zorunlu hale gelmiş, dış sosyal yaşamı ise zorundalık noktasına indirgemiştir. Dolayısıyla eve kapanan, dış sosyalleşmesini kısacası dış yaşam rutinini bir süre askıya alan bireyler kendilerine yeni bir dijital sosyalleşme alanı yaratarak, neredeyse orada yaşamaya ve yapay nefes almaya başlamışlardır.
Yeni yaşam alanı haline gelen sanal dünya ise bireyin bilinçsiz belki de zorundalıktan kurduğu ancak zamanının büyük bir kısmını harcadığı, internet tabanlı yeni bir dünyadır.
Fomo ’da önemli olan belki de bireyin kendini yine kendisinin fark etmesi denilebilir. Çünkü Fomo birey; gündelik zamanının büyük bir kısmını farkında olmadan internet ve sosyal medya platformları ile geçirmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri ise kendisi dışında kalan hemen herkesi kontrol etme dürtüsünü engelleyememesi olduğu söylenebilir. Bireyi engelleyememe dürtüsüne zemin hazırlayan ise kuşkusuz çeşitli sosyal medya platformlarıdır. Çünkü sosyal medya ağları ile artık herkes bir diğerinin dünyasına rahatlıkla girebilmekte, yaşam stilini kopyalayabilmekte ve neredeyse bundan keyif almaktadır. Dolayısıyla Fomo aslında bireyin başkalarını devamlı olarak kontrol etme arzusudur da diyebiliriz.
Bireyin Fomo olmasında sosyal medya platformlarına büyük iş düşerken; Fomo’nun sosyal ağların kullanımının ve kullanıcısının artması ile yoğun beslendiği de söylenebilir. Bireylerin çeşitli sosyal medya organı sayesinde (Facebook, Twitter, LinkedIn, vb.) başkalarının nerede, ne zaman , nasıl ve/veya kimler ile olduğunu görmesi ve sürekli takipte kalması Fomo’nun belki de en belirgin yönlerindendir. Amerikan Psikiyatri Birliği (APB) FOMO ile alakalı yapmış olduğu bir araştırmasında; 11-55 yaş arasında olan toplam 1200 sosyal medya kullanıcısının %40‘ının bir şeyleri kaçırdığını düşünerek sürekli sosyal medya kullanma ihtiyacı hissettiğini belirtmiştir.
Kuşkusuz ki Fomo bireylerine hemen her yaş grubunda rastlanıldığı ancak Z kuşağında yoğun olarak görüldüğü bir gerçektir. Nitekim Özgür Güler ve Keskin 2019 yılında X, Y ve Z kuşağının internetsiz kalma korkusunu araştırdığı bilimsel çalışmasında Z kuşağında yer alan internet kullanıcılarının X ve Y kuşağında yer alan internet kullanıcılarına kıyasla daha fazla internetiz kalma korkusu yaşadığını, buna karşın katılımcı internet kullanıcıların büyük bir çoğunluğunun sosyal medya kullandığı ve aktif olarak kullandıkları hesap sayıları arttıkça internetsiz kalma korku düzeylerinin de arttığını belirtmiştir.
Peki bireylerin interneti yaşamlarının merkez noktasında kullandığı günümüzde sizce de Fomo durumunun geçmişe kıyasla daha da yaygınlaşması şaşırtıcı bir durum mudur?
-Tabikide hayır. Çünkü Fomo’nun ana teması internet olmakla beraber bireyin “ben uzaktayken veya telefonum şarjdayken başkaları nerde, neler yapıyor, acaba hangi gelişmelerden mahrum kalıyorum” gibi sorular ile muhatap olmasıdır.
London School of Economics’de Sosyal Bilimler Enstitüsü profesörü olan Benjamin Voyer, Fomo’nun tam anlamıyla sosyal olarak dışlanma endişesi sebebi ile ortaya çıktığını belirterek, dış dünyanın bu konuda etkin olduğunu belirtmiştir. Nitekim bireyin her anını fotoğrafa dönüştürmek üzere harcadığı vakit belki de bunun en temel göstergesidir.
Tam da bu noktada Jay Bayer;
‘’Sosyal olmaya odaklanın, sosyal yapmaya değil.’’
Görünen o ki internetin her geçen gün yaygınlaştığı ve kullanımının arttığı bu dönemde Fomo’nun uzun yıllar yaşam alanımızın içerisinde yer alacağı ve bireysel olarak kontrol altına alınamaz ise en temel göstergesi olan fizyolojik ve psikolojik rahatsızlıklara neden olacağı aşikardır.
Teşekkürler,
Didem KESKİN
Kaynakça:
https://www.turkiyegazetesi.com.tr/saglik/587180.aspx
https://www.mydoviz.com/yasam/fomo-nedir-fomo-acilimi-nedir-fomo-hastasi-nasil- anlasilir
Bu yazıyı paylaş: