Machu Picchu

And Dağları’nın zirvesinde, Peru’nun Cusco bölgesinde yer alan bu antik İnka kenti, tarihçiler ve arkeologlar için büyük bir ilgi kaynağıdır…

Machu Picchu, 15. yüzyılda İnka İmparatoru Pachacuti tarafından inşa edilmiştir. İnkaların zirve dönemini yansıtan bu antik şehir, İspanyol fetihleri sırasında İnka İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla unutulmuş ve ormanlar tarafından gizlenmiştir. Yüzyıllar boyunca neredeyse tamamen unutulan bu şehir, yerel halk dışında kimse tarafından bilinmiyordu. Fakat bu değişecekti…

Amerikalı arkeolog ve tarihçi Hiram Bingham tarafından 24 Temmuz 1911 tarihinde yeniden keşfedildi. Yale Üniversitesi adına Peru’ya yaptığı keşif gezisi sırasında, yerel köylülerden antik bir İnka şehri hakkında bilgi alan Bingham, bir rehber eşliğinde yoğun ormanlık alandan geçerek Machu Picchu’ya ulaştı. Karşılaştığı manzara, taş yapılar ve teraslarla kaplı bu muhteşem antik şehirdi. Bingham, bu keşfin önemini hemen fark etti ve Machu Picchu’nun neredeyse tamamen korunmuş durumda olduğunu gördü.

Hiram Bingham, Yale Üniversitesi ve National Geographic Society ile işbirliği yaparak bölgede kapsamlı kazılar başlattı. Bu çalışmalar sonucunda, Machu Picchu’nun bir İnka kenti olduğu ve dini, tarımsal ve astronomik amaçlarla kullanıldığı anlaşıldı. 1983 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir.

Machu Picchu’nun Özellikleri

Machu Picchu’da, tapınaklar, konutlar, tarım terasları ve su kanalları gibi birçok yapı bulunmaktadır. En bilinen yapılar arasında Güneş Tapınağı ve Intihuatana Taşı yer alır. İnka mimarisi ve şehir düzeni, güneşin hareketlerine göre tasarlanmış olup, astronomik gözlemler için kullanılmıştır. Tarım terasları, şehrin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla inşa edilmiştir ve bu teraslar, erozyonu önlerken aynı zamanda sulama sistemleriyle desteklenmiştir.

Görseller: macchupichubr (Instagram)