Tomorrow

Haklılık Üzerine

Haklılık Üzerine

“Bir insan ne kadar haklı olmaya ihtiyaç duyarsa, o kadar az emindir.” Meir Ezra

Görünüşe göre doğumumuzdan itibaren pastadan payımız için savaşmak, kendimizi savunmak ya da en azından insanları görüşlerimizin “doğru” olduğuna ikna etmek için şartlandırılmışız. Bunu ailelerimizle, okulda, işte ve sosyal toplantılarda ve daha birçok yerde yaparız. “Yanıldığımız kanıtlanırsa”, bir şekilde azalmış, mağlup veya aşağılanmış hissederiz. Bazı durumlarda, görüşümüzün yanlış olduğunun kanıtlanması, tüm dünyamızı altüst edebilir ve bizi her şeyden soyutlayabilir.

Sorun şu ki, hepimiz “her zaman haklı ol” tuzağına düşmek için gerekli donanımla geliyoruz. Fikirler hepimizde var, bu yüzden anlaşmazlık, çatışma ve kızgınlık yaratmak için gerekli tüm bileşenlere sahibiz. Fakat bunu aşmak için yapabileceğimiz bazı şeyler var;

1. Kabul etmenin zayıflık ile aynı şey olmadığını kabul edin: Aksine, farklı bir dünya görüşünün kabulü, güçlü bir anlayış, özgüven ve şefkat eylemidir. Duygusal olgunluğun bir işaretidir. Hindu selamlaması “namaste” bu bakış açısının sözlü ifadesidir. “Sana boyun eğiyorum” anlamına gelir. Bu, “birindeki ruhun, diğerinde kabulü”dür. Tek kelimeyle, barış içinde bir arada yaşamanın ve zengin, kalıcı ilişkilerin temelini bulabiliriz.

2. Küçük başlayın: Bir günde Dalai Lama olmayacaksınız. Önümüzdeki 24 saat içinde, yok etmeye çalışmadan, sizinkine aykırı bir fikrin var olmasına izin verin. Buna inanmak zorunda değilsin. Aksi fikrinizden vazgeçmek zorunda değilsiniz. Sadece “Ne dediğini anlıyorum” de. Veya “Bu, düşünmediğim bir bakış açısı.” Ya da sadece dinleyin ve başınızı sallayın. Savunmaya geçmekten kaçının.

3. Katılmadığınız her fikri asla değiştiremeyeceğinizi kabul edin: Asla değiştiremeyeceğiniz birçok fikri olan birçok insan var. Sizinkine aykırı başka pozisyonlar her zaman var olacaktır ve bunların önemli bir kısmı, “doğru” değilse bile, en azından mantıksal olarak savunulabilir.

4. “Doğru” hissetmek yerine nezaket ve şefkate öncelik verin: Bu, dünyayı sınırlı görüşünüze dönüştürmekten çok daha önemlidir. Hepimiz zorluklarla karşılaşıyoruz. Hepimiz kayıp ve acı çekiyoruz. Tüm görüşlerimiz duruma göre değişebilir. Başka birinin hayatını yaşamadığınız sürece, yaptıklarına neden inandıklarını asla tam olarak anlayamazsınız.

Bu yazıyı paylaş: