Tomorrow

Haftanın Filmi: Oh, Canada

Haftanın Filmi: Oh, Canada

Sinema, bazen bir hikaye anlatmaktan öte bir duygu aktarma sanatıdır. Oh, Canada, bu ilkeye sıkı sıkıya bağlı kalarak bir adamın yaşamına dair bir anı kitabını beyaz perdeye taşıyor. Film, röportaj tekniğini icat eden ve gazetecilik dünyasına damga vuran bir karakterin hayatını konu alıyor. Onun kariyerindeki yükselişi, içsel çatışmalarını ve geçmişine duyduğu özlemi izlerken, sinema ile belgesel arasında kurulan güçlü bir köprüye tanıklık ediyoruz.

Yönetmenin tercih ettiği zamansal geçişler, izleyiciyi hikayenin tam merkezine çekiyor. Özellikle anıların canlandığı sahnelerde, genç Jacob Elordi ile olgun Richard Gere’in aynı karelerde buluşması, yalnızca teknik bir başarı değil, aynı zamanda insan algısına dair güçlü bir metafor. Geçmişe dönüp baktığımızda, kendimizi her zaman olduğumuz yaşta hatırlamayız; anılar, şu anki benliğimizin süzgecinden geçerek yeniden şekillenir. Bu yaratıcı tercih, yalnızca hikaye anlatımını değil, aynı zamanda izleyicinin zihnindeki anlamlandırma sürecini de yeniden tanımlıyor.

Filmin kurgusu, anılarla günümüz arasında gidip gelirken belirgin bir akışkanlık sağlıyor. Ancak, film boyunca süren “şimdi bir şey olacak” hissi, izleyicide büyük bir beklenti yaratırken nihayetinde tatmin edici bir çözüme ulaşmıyor. Yönetmenin bu tercihi, izleyiciyi hikayeyi tamamlama görevine davet ediyor gibi görünüyor. Ancak, bu yaklaşımın inşası sırasında seyirci düşündürülmekten çok karmaşanın içine itiliyor. Çok fazla karakter ve karakterler arası çok fazla dinamik var. Tüm bu dinamikler içinde seyirci kayboluyor ve hikaye, sunulan bunca unsuru bir sonuca ya da sonuca giden yolda bir anlama bağlamıyor.

Jacob Elordi’nin performansı, genç bir oyuncu olarak yeteneğini bir kez daha kanıtladığı anlarla dolu. Ancak onun üst üste biyografik rollerde yer alması, izleyicinin aklına bir tür stereotipleşme riski getirmiyor değil. Buna karşın Elordi, karakterin gençliğindeki enerjiyi ve kararsızlıklarını başarıyla aktarıyor. Richard Gere ise, deneyimi ve olgunluğuyla karakterin orta yaşlarını güçlü bir derinlikle canlandırıyor. İkisi arasındaki geçiş, yalnızca görsel bir tercih değil, aynı zamanda anlatının merkezindeki hafıza temasıyla uyum içinde ilerliyor.

Haftaya Görüşmek Üzere!

Melis Özyurt

Bu yazıyı paylaş: