Tomorrow

Gürok Grup ve Dijital Dönüşüm Üzerine – Kurtuluş Yavuz

Gürok Grup ve Dijital Dönüşüm Üzerine – Kurtuluş Yavuz

  1. Kurtuluş Bey sizi yakından tanıyabilir miyiz?

1995 yılında İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. 1995 yılında Karma Group Armada’da Sistem ve Network Mühendisi olarak iş yaşamına başladım. 1997 – 2012 arasında Roche’da çeşitli pozisyonlarda yönetici olarak çalıştım. Yurtiçi ve uluslararası projelerde görevler aldım. 2012 yılında Eczacıbaşı Topluluğu’na katıldım. Eczacıbaşı Sağlık Grubu IT Direktörü ve Dijital Dönüşüm Lideri olarak görev yaptım. 2017-2022 yılları arasında da Tekfen Holding’te CIO olarak görev yaptım. 2017 yılında Tekfen Dijital Dönüşüm Programını başlatarak liderliğini yürüttüm. 2021 yılında Fortune Türkiye tarafından “Geleceği Şekillendiren Teknoloji Liderleri” ödülüne layık görüldüm. Haziran 2022’den beri Gürok Grup CTO’su olarak çalışıyorum. Gürok Grup şirketlerinde 2023 yılında başlattığımız “Gelecek için Dönüşüm” adını verdiğimiz strateji, değer önerisi, iş modeli, iş süreçleri dönüşümü, dijital dönüşüm, kültürel dönüşüm, yetenek yönetimini içeren geniş kapsamlı bir iş dönüşüm programının liderliğini yürütüyorum. 

  1. Kurtuluş Bey hem sizi hem de paylaşımlarınızı yakından takip ediyoruz uzun yıllardır. Bu röportajla bir araya geldiğimiz için çok mutluyuz. Bize Gürok Grubunu da anlatabilir misiniz?

Ferhat Bey ve Tomorrow ailesi ile hep yakın oldum. Ben teşekkür ediyorum.  1948 yılında Kütahya’da faaliyetlerine başlayan Gürok Grup, bugüne kadar; sanayide kerestecilik, madencilik, seramik, porselen, cam, kiremit üretiminden turizm gibi sektörlere kadar gösterdiği faaliyetlerle eşsiz bir deneyim ve altyapıya sahip. Şirket bugün; sanayi, turizm ve yapı sektörlerindeki uzmanlık alanlarını genişleterek Türkiye’yi ileriye taşıyan projeleri hayata geçiriyor. Gürok Grup, 75 senelik tarihiyle Kütahya’dan New York’a, Antalya’dan Maldivler’e uzanan dev bir aileye dönüştü. 5.000’den fazla çalışanımızla günde 5 milyon adet ürün üretiyoruz. Ürünlerimizi 140’tan fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Turizm tesislerimizde ise bugüne kadar 1,5 milyondan fazla misafiri ağırladık.

Cam endüstrisinde 25 yılı aşkın deneyimiyle sofra camı markası LAV, dünyanın en büyük 5’inci sofra camı üreticisi konumunda.  İki üretim tesisi ile gündelik bazda 2 milyon adet cam üreten LAV 140’tan fazla ülkeye ihracatla bir dünya markası olma yolunda ilerliyor. AR-GE yatırımları ile cam ambalaj sektörüne yenilikler getiren GCA, başta Orta Doğu, Avrupa ve Afrika ülkeleri olmak üzere 40’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Bugün Antalya’da faaliyet göstermekte olan Ali Bey Hotels & Resorts tesislerimizle Gürok Grup yurt içi turizm sektöründe 30 yılı aşkın bir tecrübeye sahibiz. 2018’de ise bu tecrübemizi yurt dışı destinasyonlara taşıyarak grubumuzun turizm alanındaki ilk uluslararası yatırımını JOALI markasıyla Maldivler’de gerçekleştirdik. Lüks segment otelcilik deneyimimizi Türkiye’ye de taşıma kararı aldık. Geçen yıl Antalya’da, özgün “oyun” konseptiyle ultra lüks segmentteki yeni otelimiz BIJAL’i açtık. Geçen yılın sonlarına doğru uzun bir aradan sonra yeni bir sektöre adım attık. FMCG sektörüne giriyoruz. Yeni iştirakimiz Gürok İçecek’e ait üretim tesislerinin inşaatı Burdur’da tüm hızıyla devam ediyor. Yakın zamanda üretim, satış ve dağıtım faaliyetlerine başlayacağız.  Bu sektörde de AR-GE ile fark yaratacağız. Avrupa’nın en iyi standartlara sahip AR-GE laboratuvarlarından biri tesisimizde olacak.

  1. Kurtuluş Bey, dijital dönüşümü nasıl tariflersiniz? Çok sayıda ifade mevcut, sizin yorumunuzu merak ediyoruz.

Uzun yıllardır farklı sektörlerde dijital dönüşüm programı yürütmüş biri olarak şunu söyleyebilirim ki bir şirketi dönüştürmek için dijital dönüşüm tek başına yeterli değil.  Teknolojiyi; strateji, değer önerisi, iş modeli, iş süreçleri, insan ve kültür ile birlikte ele alarak iş dönüşümü yapılması etkili oluyor. Aksi takdirde sınırlı bir dönüşüm yapılabiliyor.

Bildiklerimizi unutup yeniden öğrenmek, yeni iş modelleri oluşturmak, yeni dijital servis ve ürünler oluşturabilmek, müşteri ve çalışan deneyimini yeniden tasarlamak, veriye dayalı karar verme kültürüne geçmek, operasyonel mükemmellik bence dönüşümün en önemli parçalarıdır. Bunlara paralel olarak analog olan insanı ve kültürü dönüştürmekse en zor olan ve en çok çaba harcanması gereken konulardır.

  1. Gürok Grup olarak dijital dönüşüm yolculuğunun neresinde bulunuyorsunuz? Ülkemizdeki ve dünyadaki ölçüm kriterlerinde kendinizi nerede buluyorsunuz diye de ek bir soru sormak istiyorum.

Bütüncül bir yaklaşımla dönüşüm gerçekleştiriyoruz. Dönüşüm çalışmalarına cam sektörünün önemli oyuncuları olan LAV ve GCA ile başladık. Çalışmalarımızı PwC Türkiye’den harika bir ekip ile birlikte yürütüyoruz. Strateji ve değer önerimizden başlayarak iş modelimizi ve iş süreçlerimizi bütünüyle yeniden tasarladık. Bunu hayata geçirmek için gerekli teknoloji, organizasyon ve yönetişim modelini oluşturduk. İnsan ve kültür dönüşümü için ise özel bir ekip kurarak dönüşüm sürecinde değişimi yönetmeye çalışıyoruz. Değişim liderliği, değişim elçileri gibi yaklaşımlarla çalışanlarımızı değişime hazırlıyoruz. Dijital tarafta ticari operasyonlarımızdaki süreçlerimizi yeniden tasarlayarak kurduğumuz SalesForce platformu üzerine taşıyoruz. Yapay zekadan hemen her alanda faydalanabilecek şekilde SalesForce’un Einstein yapay zeka modülünü aktif şekilde kurguladık. Bu alanda sektörümüzde dünyada ilklerden birini yapıyor olacağız.

  1. Dijital dönüşüm yolculuğu ile birlikte Gürok Grup’ta nasıl değişimler yaşandı? Çok katmanlı bir dönüşüm bu bahsettiğimiz dönüşüm.

Gürok Grup şirketlerinin iş dönüşümünü “Gelecek için Dönüşüm” programı kapsamında “Geçmişe saygı duy, geleceği inşa et” sloganıyla ilk etapta GCA ve LAV markaları ile başlattık. LAV bünyesinde “Momentum” sloganıyla başlattığımız iş dönüşümü markayı daha güçlü kılmayı hedefliyor. Dönüşümün ana odağı ticari süreçler olmakla birlikte ticari operasyonlarda da yeni bir iş modeline ve anlayışına geçiş yapılacak. Bu kapsamda iş süreçleri ve kullanılan dijital çözümlerin yanı sıra organizasyon ve yönetişim yapısında da önemli değişiklikler gerçekleştirilecek. İş yapış tarzının değişeceği bu dönüşüm ile LAV’ın hızını ve tüm paydaşlarına kattığı değeri artırmayı hedefliyoruz. GCA’da ise “Gelecek için GCA” sloganıyla hayata geçirdiğimiz iş dönüşüm programı şirketi geleceğe hazırlayacak. Ticari operasyon süreçlerini ana odağına alacak olan dönüşüm programı hem süreçlerin yeniden tasarlanmasını hem de dijitalleşmesini sağlayacak. “Gelecek için GCA”, temel olarak yeni iş yapış modeli ile şirketin modern dünyaya ve teknolojik gelişmelere hızlı adapte olmasını sağlarken verimliliği artıracak ve büyümeyi hızlandıracak.

  1. Son olarak ülkemizi dünya ile kıyasladığınızda dijital dönüşüm açısından nasıl bir fark görüyorsunuz ve dijital dönüşümde ilerlemenin ülkemize katkıları neler olur?

Bugün iş dünyasında, şirketlerin ömrü inanılmaz derecede kısaldı. Her sektör bundan ciddi derecede etkileniyor ve klasik yaklaşımlarla, konfor alanlarıyla şirketler buna adaptasyonda zorlanıyor. 1920’lerde kurumsal büyük bir şirketin ömrü 100 sene iken, şu anda 20 seneye düşmüş durumda. Yapay zekadaki gelişmeler ile değişimin hızı ve büyüklüğü çok daha fazla olacak. Dolayısıyla bu yapıya ve bu düzene ayak uydurmanın tek bir yolu var. Sürekli sürdürülebilir dönüşümü gerçekleştirmeyen şirketler zaman içinde oyun dışında kalacaklar. Yeni anlayışları, yeni yaklaşımları, müşteri deneyimini, yeni iş yapış şekillerini geliştiremeyen şirketler yok olma tehlikesinde. Dijital dönüşümü dünyada da ülkemizde de çok başarılı yürüten şirketler var. Öte yandan dijital dönüşümün özü olan insan faktörünü dikkate almadan bu süreci yürüten, şirketin iç dinamiklerini göz ardı ederek başarısız olan örnekler de görüyoruz. İster global ister Türkiye’den olsun her şirket dijital dönüşümünü ana unsurlarını dikkate almalı ve insan faktörü, kültürel dönüşüm gibi alanları da kapsayacak şekilde planlamalar yapmalı diye düşünüyorum.

Teknolojiyi ve dönüşümü iyi anlamak, doğru yorumlayabilmek, uygulayabilmek ve değişim becerileri önümüzdeki dönemde daha da önemli hale gelecek. Ülkemizin katma değer yaratan şirketlere çok ihtiyacı var. İçinde bulunduğumuz koşulları ancak bu dalgadan faydalanarak aşabiliriz. Bu sayede yeteneklerimizin yurtdışına gidişini durdurabilir belki gidenlerin geri gelmesini sağlayabiliriz.

Bu yazıyı paylaş: