Tomorrow

Düşünce Gücümüzden Böyle Vazgeçtik

Düşünce Gücümüzden Böyle Vazgeçtik

“Düşünce kendini düşünmeyi unuturken aynı zamanda kendi bekçisi haline de gelmiştir. Düşünmek, kişinin her an gerçekten düşünüp düşünemediğini kontrol etmesinden öte bir şey değildir artık.” Theodor W. Adorno.

Hayatın yoğunluğu içinde her birimiz çok düşündüğümüzden ve sürekli olarak hayatın içinde olduğumuzdan dem vururuz. Günlük alınması gereken kararlar ve yapılması gereken işler ve sorumluluklar vardır. Yeni dünyanın meşhur dikkat dağıtıcıları da işin içine katıldığında günler uçarcasına gider.

Photo by Mathew Schwartz on Unsplash

Bireylerin elinde sürekli telefon olması da bir arayışın sonucudur. Mevcut bilgilerimiz kendimize yeterli gelmiyor. Her zaman bir bilgi arayışı içindeydi insan oğlu. Artık daha kolay ve daha hızlı. Ne kadar çoğu zaman bilgi arayışı yerini merak duygusuna terk etse bile sürekli hale gelen bağlantımızın sebebi budur. Teknoloji ve değişen hayatlarımızın bir sonucu ile karşı karşıyayız.

Hayatların değişimi içinde farklılaşan bir unsur da düşünmek. Bilgi akışının sürekli hale gelmesiyle daha çok düşünür hale gelmedik. Normal şartlarda bilgi arttıkça buna baplı olarak düşünme faaliyetlerinin de artması gerekirdi ama bunun yerine düşünce dediğimiz kavram büyük bir değişime uğradı ve “seçim yapmak” haline geldi. Yani bize sunulan tercihlerden birisine karar vermek ve bu yönde gitmek. Düşünmek sınırsızken, seçim yapmak ise tamamen sınırlanmış ve tercih imkanı sunan başka bir unsuru barındırıyor.

“Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek?” demişti William Shakespeare, Romeo ve Juliet’te. Günümüzde ise düşünmeyi hatırlamak ve bunu faydalı hale getirebilmek için zaman ve kişisel motivasyon şart artık. İnsanların dikkatini dağıtacak çok sayıda unsur var ve bunlar her geçen gün daha çok artmakta.

Düşünmek çok geniş bir kavram. Var oluştan bugüne kadar insanoğlunun hikayesi içinde sınırsız kaynağa sahibiz. Düşünmek için yapılması gereken ise nasıl düşünebildiğimizi hatırlamak. Kafamızın içinde sürekli dönen aynı fikirlerden kurtulmak. Zihnimizle yaptığımız sohbetlere, bitmeyen zaman yolculuklarına ve var olmayan olaylara takılıp kalmamak. Özünde şu an ve şimdi hayatta olabilmek gerekiyor. Kolay değil ama bu yüzden çok kıymetli.

Photo by Ashley Batz on Unsplash

Zihnimizde tuttuğumuz bilgileri konulara göre kategorize edersek bu sefer düşüncelerimize hakim olmaya başlayabiliriz. Hangi bilgileri bizim hayattaki amacımıza, kim olduğumuza, nasıl anılmak istediğimize gibi sorulara cevap verebiliyor. Bu soruların cevaplarını bulduğumuzda böylelikle aslında büyük veri gibi görünen ham bilginin büyük bir kısmının bizimle ilgisi olmadığı ortaya çıkacaktır.Kendi düşüncelerinize ulaştığınızda ve kendi özgürlüğünüze de kavuşursunuz. Özgürlüğe kavuşursunuz çünkü kimse gibi olmak zorunda olmadığınızı ve sadece kendiniz gibi olmanızın yeterli olduğunu anlarsınız.

“İstemeden varım ve istemeden öleceğim. Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum.”
Fernando Pessoa.

Teşekkürler
Ferhat Yalçın
Founder at Tomorrow

Bu yazıyı paylaş:

Yorum gönder