Bayburt’ta bulunan Baksı Müzesi, yaz sezonuna iki yeni sergiyle kapılarını açtı. “Ütopya Atölyeleri” ve “Sessiz Hayatlar, Büyük Hikâyeler” adlı bu sergiler, farklı kuşaklardan sanatçıların üretimlerini bir araya getirerek ziyaretçilere hem bireysel hem kolektif sanat pratiği üzerine düşünme imkânı sunuyor.
Baksı Müzesi’nin bu yıl ikinci kez düzenlediği Ütopya Atölyeleri kapsamında oluşturulan eserlerden oluşan sergi, genç sanatçılarla usta isimleri doğayla iç içe bir yaratım sürecinde bir araya getiriyor. Küratörlüğünü Amelie Strömer’in üstlendiği sergi, katılımcılara yalnızca üretim değil, aynı zamanda sanatı bir “hayal kurma yöntemi” olarak deneyimleme imkânı da sağlıyor. Strömer’in, geçmişte atölye katılımcısıyken şimdi küratör olarak geri dönmesi, sürecin dönüştürücü gücünü ortaya koyuyor.
Sergide yer alan heykel, video, performans, tekstil ve yerleştirme çalışmaları; ekolojik kırılganlık, hafıza, aidiyet ve dönüşüm gibi güncel meseleleri odağına alıyor. Atölye yürütücülerinden Osman Dinç, bu süreci usta-çırak ilişkisi bağlamında değerlendirirken; Ali Kazma, doğa ile çevrili mekânın öğrencilerin bakışıyla yeniden biçimlendiğini ifade ediyor. Sanatçı Nancy Atakan ise atölye sürecinin doğayla kurulan bağlar ve nesnelere yeni anlamlar kazandırma çabasıyla sürdürülebilirlik perspektifini desteklediğini vurguluyor.
Heykeltıraş Seçkin Pirim için atölye süreci, heykelin temel kavramlarını –ışık, gölge ve boşluk– doğayla ilişkilendirerek yeniden düşünme imkânı sağlarken; sanatçı Ahmet Yiğider’in yürüttüğü atölyede katılımcılar, koku duyusunu merkeze alarak zamanlar ötesi bir hayal dili yaratmayı hedefledi.
Baksı Müzesi’nin aynı dönemde ev sahipliği yaptığı bir diğer sergi “Sessiz Hayatlar, Büyük Hikâyeler” ise sanatçı Helga Franke’nin el emeği çalışmalarını izleyiciyle buluşturuyor. Sergi, geçmişle bugünü estetik ve anlatı düzeyinde birleştirerek izleyicilere zamanın katmanlarında yolculuk etme fırsatı sunuyor.
Baksı Müzesi, bu iki sergiyle birlikte sadece bir sergi mekânı değil, aynı zamanda doğa ile sanatın, gençlerle ustaların, geçmişle geleceğin kesiştiği bir düşünsel alan olarak konumlanmaya devam ediyor.