Japonya’da yaşayan Kürt göçmenlerin durumu, son haftalarda artan ırkçı saldırı iddiaları ve kamuoyunda yer alan açıklamalarla yeniden gündeme geldi. Saitama bölgesinde restoran işleten Tevfik Taş’ın "çocuklarım burada büyüdü ama yaşadıklarımız anlaşılır gibi değil" sözleri, Kürt diasporasının karşılaştığı ayrımcılığı gözler önüne seriyor.
Taş, açıklamasında, son yıllarda Japonya’da bazı grupların Kürt göçmenlere yönelik taciz, videoya alma ve bayraklı protestolar gibi eylemler gerçekleştirdiğini belirtti. Japonya Kürt Kültür Derneği Başkanı Vakkas Çıkan da benzer şekilde, bazı siyasetçilerin Kürtleri açıkça hedef gösterdiğini ve medyada tek taraflı içeriklerin yaygınlaştığını ifade etti.
Konuyla ilgili olarak DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş da bir açıklama yaptı ve "Japonya’daki ırkçı saldırılara sessiz kalmayacağız" diyerek Japon yetkilileri etkili önlem almaya çağırdı.
Neden Japonya? Göçün Tarihi Arka Planı
Japonya’daki Kürt göçmenlerin büyük kısmı, 1990’lı yıllarda Türkiye’nin Kahramanmaraş iline bağlı Pazarcık ilçesinden göç eden Mahkan aşiretine mensup bireylerden oluşuyor. Gazeteci-yazar İrfan Aktan’a göre bu dönemde, Türk vatandaşlarından vize istemeyen Japonya, göç için tercih edilen bir ülke haline geldi. Göç eden Kürtlerin büyük kısmı bugün Saitama bölgesindeki Warabi ve Kawaguchi kentlerinde yaşıyor.
Belediye kayıtlarına göre Japonya’daki kayıtlı Kürt nüfusu 1300’ün üzerinde; kayıtsız göçmenlerle birlikte bu sayının 2000'e yaklaştığı tahmin ediliyor. Göçmenlerin çoğu hâlâ iltica başvurusunun değerlendirme aşamasında; bazıları evlilik ya da ailevi nedenlerle özel oturum hakkı almış durumda.
Karihömen Statüsü ve İltica Politikası
Japonya, 1981 yılında BM Mülteciler Sözleşmesi’ne taraf olmasına rağmen, hâlen dünyanın en düşük iltica kabul oranına sahip ülkeleri arasında. Japonya Göç Hizmetleri Ajansı’nın 2025 verilerine göre, ülkeye 2024 yılında 12 binden fazla iltica başvurusu yapıldı. Türkiye kökenli başvuru sahipleri, başvuruların yüzde 10’unu oluşturdu ve üçüncü sırada yer aldı.
Ancak Japonya yalnızca 176 kişinin başvurusunu kabul etti; bu sayının 2023’te 303 olduğu düşünüldüğünde düşüş dikkat çekici. Kabul edilen başvurular arasında Türkiye kökenli kişiler yer almadı. Uzmanlara göre, Japonya’daki "karihömen" adı verilen geçici statü, iltica talepleri kabul edilmeyen ancak geri gönderilmeyen bireylerin hukuki varlığını sürdürebilmelerine olanak tanıyor. Ancak bu statü, sürekli oturum veya vatandaşlık gibi haklar sağlamıyor.