ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell’a yönelik sert eleştirileri küresel piyasalarda sarsıntıya neden oldu. Sosyal medyada yaptığı açıklamada Powell’ı “büyük bir kaybeden” olarak nitelendiren Trump, faiz indirimi yapılmaması halinde ekonomide “yavaşlama” yaşanabileceği uyarısında bulundu. Bu çıkışın ardından, ABD borsalarında sert düşüşler yaşanırken, dolar ve tahvil piyasalarında da dalgalanmalar görüldü. Altın ise rekor kırarak yatırımcıların güvenli liman tercihi oldu.
Piyasalarda Sert Düşüş
Trump’ın açıklamalarıyla birlikte, ABD'nin önde gelen borsa endeksleri 21 Nisan Pazartesi günü ciddi kayıplar yaşadı.
S&P 500 yaklaşık %2,4 düşerek yılbaşından bu yana toplamda %12 değer kaybetti.
Dow Jones %2,5 oranında gerilerken yıl genelinde %10'a yakın düşüş kaydetti.
Nasdaq ise %2,5’in üzerinde değer kaybıyla Ocak ayından bu yana %18'lik düşüşe ulaştı.
Piyasalardaki bu sert satışlar, Trump’ın ekonomik gündemi ve özellikle FED üzerindeki baskısının yatırımcı güvenini zedelediğini gösteriyor. Uzmanlara göre, FED’in bağımsızlığı konusundaki tartışmalar da piyasalarda belirsizlik yaratıyor.
Dolar Değeri Geriledi, Tahvil Faizleri Yükseldi
Geleneksel olarak piyasalarda kriz anlarında “güvenli liman” olarak kabul edilen dolar ve ABD tahvilleri de bu kez olumsuz etkilendi.
Dolar endeksi, Euro ve diğer başlıca para birimleri karşısında 2022'den bu yana en düşük seviyesine geriledi.
Yatırımcıların ABD hazine tahvillerini daha yüksek getiriyle talep etmesi nedeniyle, tahvil faizlerinde yükseliş görüldü.
Altın Tarihi Zirvede
Ekonomik belirsizlik ortamı, yatırımcıların altına yönelmesine neden oldu.
Spot altın, tarihinde ilk kez ons başına 3.400 dolar seviyesini aştı.
Bu artış, özellikle piyasa istikrarına dair endişelerin yükseldiği ve ABD para politikasının siyasi baskı altında olduğuna dair algının güçlendiği bir ortamda güvenli varlıklara olan yönelimin bir sonucu olarak yorumlanıyor.
Trump-Powell Gerilimi ve Yasal Tartışmalar
Trump’ın Powell’a yönelik eleştirileri yeni değil. Göreve geldiğinden bu yana borçlanma maliyetlerinin düşürülmesini talep eden Trump, geçtiğimiz hafta Powell’ın görevden alınması gerektiğini açıkça dile getirdi. Bu çağrı, Merkez Bankası’nın siyasi etkilerden bağımsız olması gerektiğine dair teamüllerle çelişiyor.
FED Başkanı Powell, geçtiğimiz yıl yaptığı bir açıklamada, Başkan’ın kendisini görevden alma yetkisi olmadığını ifade etmişti. Ancak Trump’ın ekonomi danışmanlarından birinin verdiği bilgiye göre, Beyaz Saray bu ihtimali değerlendiriyor.
Trump’ın faiz politikalarına doğrudan müdahale etmeye yönelik söylemleri, piyasalar tarafından “ekonomik istikrarsızlık” riski olarak algılanıyor. Powell’ın FED’in başındaki konumunun hukuki güvencesi sorgulanırken, Merkez Bankası’nın bağımsızlığına yönelik baskılar, hem ABD ekonomisi hem de küresel piyasalar için dikkatle izleniyor.
Uzmanlara göre, Trump’ın yaklaşımı FED politikalarının geleceği üzerinde belirsizlik yaratırken, yatırımcıların pozisyonlarını güvenli varlıklara kaydırmasına neden oluyor. Bu gelişmelerin etkisinin önümüzdeki günlerde de sürmesi bekleniyor.