“Uygarlık doruğunun merdiveni sanattır.” demiştir Mustafa Kemal Atatürk. Sanata ve sanatçıya verdiği değerle tarihe geçen Atatürk, Türk toplumunun sanattaki toplumsal kimlik arayışına da büyük önem vermiştir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında sanatı estetik kaygıların ötesine taşımayı hedeflemiş ve bu bağlamda modernleşme yolunda gerçekleşen toplumsal olayların halk tarafından benimsenmesini sanatın ana ilkelerinden biri haline getirmiştir. Atatürk’ün talebi üzerine CHP tarafından halkevleri açılmış ve Yurt Gezileri başlatılmıştır. Bu süreçte toplumsal yapı ve gelenekler birer değer olarak kabul edilmiş, kültür ve sanat hareketleri bu temeller üzerinde şekillenmiştir. Bu doğrultuda oluşan bilinç, sanatta toplumsal bir kimlik yaratmıştır.
Toplumsal Gerçeklik
Toplumsal Gerçeklik kavramı, Fransız İhtilali ve Sanayi Devrimi gibi büyük toplumsal hareketlerin yarattığı değişimlerle ortaya çıkmıştır. Bu kavram, toplumdaki gerçeklik anlayışının sanata yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Romantizm akımına bir tepki olarak doğan bu anlayış, temelinde Marksizm’den etkilenmiş ve toplumsal sınıf ayrımına dikkat çekmiştir. Toplumsal gerçeklik, bir anlamda toplumsal yapının sanatın iziyle izleyiciye gösterilmesidir.
Yeniler Grubu
Türk sanatında toplumsal gerçekçilik akımı, ilk olarak 1940’larda Yeniler Grubu adıyla karşımıza çıkmaktadır. Bu anlayışın izinde, toplumsal konulara ilginin artması ve sanatın toplumla iç içe geçmesi amaçlanmıştır. Bu akımın etkisindeki sanatçılar, sanatın atölyeler dışına çıkarak halkla bütünleşmesi gerektiğini ve halkın günlük yaşantısından beslenilmesigerektiğini savunmuşlardır. İşte bu toplumsal gerçekçilik akımının önemli temsilcilerinden biri de Neş’e Erdok’tur.
Neş’e Erdok
1940 yılında İstanbul’da doğan Erdok, sanat eğitimine İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde başlamış, ardından Paris’te École Nationale Supérieure desBeaux-Arts’ta eğitimini sürdürmüştür. Neş’e Erdok, toplumsal gerçekçilik akımının bir temsilcisi olarak, özellikle kadınların yaşadığı eşitsizlikler ve toplumsal adaletsizlikleri eserlerine yansıtmaktadır. Resimlerindeki figürlerin güçlü mimik detayları ve duygusal derinliği, onun toplumsal eleştirilerini sanatında ustalıkla dile getirme biçimlerinden biridir. Kendi özgün tarzını, realist çizgilerle ve toplumsal sorunlara dair keskin bir gözlem gücüyle geliştiren Erdok, toplumun aynası niteliğinde çalışmalar üretmeye devam etmektedir.
Neş’e Erdok ve Mimikler
Özellikle eserlerindeki mimik çalışmalarıyla dikkat çekmeyi başaran Erdok, kadın figürlerin mimiklerindeki derin hüzünle toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekmekte ustalaşmıştır. Eserlerini incelediğinizde figürlerin mimiklerinde kaybolduğunuzu hissedersiniz. Çünkü onlara bakmak, aslında hepimizin birer yansımasıyla karşılaşmak gibi büyüleyici bir his uyandırır.