Marc Webb’in yönetmen koltuğunda oturduğu Gifted (Deha), zekânın getirdiği yalnızlık, aile bağları ve ebeveynliğin sınırlarını sorgulayan duygusal bir hikâye anlatıyor. Film, küçük yaşına rağmen matematikte dâhilik seviyesinde olan Mary Adler (Mckenna Grace) ile onu yetiştiren dayısı Frank Adler’in (Chris Evans) arasındaki güçlü bağı merkeze alıyor. Ancak film, klasik bir ‘dâhi çocuk’ anlatısından çok, ebeveynlik ve hayatın sıradan güzellikleri üzerine düşündüren bir yapıya sahip.
Mary, yaşıtlarından çok daha zeki, ancak çocuk olmanın getirdiği doğal özgürlüğü yaşayamayan bir kız çocuğu. Annesinin trajik ölümünden sonra, dayısı Frank tarafından büyütülmüş. Frank, Mary’nin matematik alanındaki dehasını bastırmaya ya da parlatmaya çalışmıyor; onun yalnızca ‘normal’ bir çocuk olarak büyümesini istiyor. Ancak Mary’nin büyükannesi Evelyn (Lindsay Duncan), torununun üstün zekâsını dünyaya kanıtlaması gerektiğini savunarak velayet savaşını başlatıyor.
Bu çatışma, filmin en güçlü noktasını oluşturuyor: Bir çocuğun en iyi geleceği, onun mutluluğu mu yoksa akademik başarıları mı düşünülerek mi inşa edilir? Evelyn’in temsil ettiği mükemmeliyetçilik ve Frank’in savunduğu sade yaşam tarzı, ebeveynlik anlayışındaki iki uç noktayı yansıtıyor.
Chris Evans, Marvel evrenindeki Kaptan Amerika rolüyle özdeşleşmiş bir isim. Ancak Gifted, onun sadece bir aksiyon yıldızı olmadığını gösteren en güçlü performanslarından biri. Frank karakteri, geçmişindeki kayıpların yükünü taşıyan ama Mary’ye karşı şefkatle yaklaşan bir adam. Evans, karakterin iç çatışmalarını, sevgisini göstermekten çekinmeyen ama Mary’ye baskı kurmamaya çalışan tavırlarıyla mükemmel bir şekilde aktarıyor. Özellikle Mary ile olan diyaloglarında, her kelimenin ardında büyük bir duygu saklı.
Mckenna Grace ise olağanüstü bir performans sergiliyor. Mary’nin zekâsının yanında taşıdığı kırılganlığı ve çocuk olmanın verdiği saf heyecanı izleyiciye tüm doğallığıyla hissettiriyor. Özellikle matematik öğretmeni Bonnie (Jenny Slate) ile olan sahnelerinde, çocukluğun ve üstün zekânın getirdiği ikilem mükemmel bir şekilde işleniyor.
Film boyunca Mary’nin zekâsı üzerinden bir kimlik mücadelesi veriliyor. Ancak Gifted, bu hikâyeyi dramatize edip ajite etmeden, karakterlerine insani bir derinlik vererek anlatmayı başarıyor. Matematik, filmde yalnızca bir yetenek değil, aynı zamanda bir lanet gibi resmediliyor. Evelyn’in Mary’yi bir proje olarak görmesiyle, Frank’in onun çocukluğunu koruma çabası arasındaki savaş, seyirciye ebeveynliğin doğasına dair derin sorular sorduruyor.
Gifted, büyük bir çatışma ya da sürpriz bir dönüş yerine, duygusal bir çözülmeyle final yapıyor. Film, Mary’nin üstün zekâsını kontrol altına almak yerine, onun hem çocukluğunu yaşayabileceği hem de yeteneklerini geliştirebileceği bir denge kurarak bitiyor. Böylece film, başarı ve mutluluk arasındaki ince çizgide, bireyin ihtiyaçlarını gözetmenin önemine vurgu yapıyor.
Gifted, zekâ ve ebeveynlik üzerine düşündüren, sıcak ama hüzünlü bir aile hikâyesi. Chris Evans’ın etkileyici performansı, Mckenna Grace’in parlayan yeteneği ve filmin samimi anlatımıyla, izleyiciye kalıcı bir iz bırakıyor. Eğer bilim ve insan doğası arasındaki çatışmalara ilgi duyuyorsanız, bu film tam size göre.