Teknolojinin hızla gelişmesi ve dijital platformların hayatımıza giderek daha fazla nüfuz etmesi, yeni bir ekonomik ve toplumsal düzenin ortaya çıkışına yol açtı. Yirmi sene önce dönemin teknolojik yenilikleri olarak tanıştığımız sosyal medya ve içerik platformları geçen süre içinde kendi kullanıcılarına zarar veren uluslar üstü mekanizmalara dönüştü.
Bu düzen, bazı düşünürler tarafından "tekno-feodalizm" olarak adlandırılmaktadır. Yakından takip ettiğim ve değer verdiğim düşünürler Daron Acemoğlu, Vedat Milor ve Yanis Varoufakis, bu yeni sistemin yaratabileceği tehlikelere dikkat çekerek, ortak endişelerini dile getirmektedirler.
Tekno-feodalizmin Tanımı ve Yükselişi
Tekno-feodalizm, geleneksel feodalizmde toprak sahiplerinin sahip olduğu gücün, dijital teknoloji ve platform ekonomisi aracılığıyla büyük teknoloji şirketlerine geçmesi olarak tanımlanabilir. Dijital platformlar, veri ve algoritmalar üzerinden kontrol sağlayarak, kültürel, ekonomik ve siyasi gücün dar bir elitin elinde yoğunlaşmasına neden olmaktadır. Bu yapı, bireylerin ve küçük işletmelerin büyük teknoloji şirketlerine bağımlı hale gelmesine yol açmaktadır.
Daron Acemoğlu'nun Görüşleri
Daron Acemoğlu, "Power and Progress" ve "Why Nations Fail" isimli kitaplarında teknolojik gelişimin toplumsal eşitsizlikleri derinleştirebileceğini vurgulamaktadır. Acemoğlu'na göre, teknoloji şirketlerinin kontrolsüz büyümesi, ekonomik ve siyasi gücün birkaç büyük şirketin elinde toplanmasına neden olmaktadır. Bu durum, piyasa rekabetini baltalarken, yenilikçiliği ve ekonomik fırsatları da azaltmaktadır. Acemoğlu, büyük teknoloji şirketlerinin demokratik kurumları zayıflatabileceği ve gelir dağılımında ciddi adaletsizlikler yaratabileceği konusunda uyarmaktadır.
Vedat Milor ‘un Perspektifi
Vedat Milor, tekno-feodalizmin sosyal ve kültürel boyutuna odaklanmaktadır. Milor, algoritmaların ve reklamların, bireylerin özgür tercihlerini manipüle ederek, tüketim alışkanlıklarını değiştirdiğini savunmaktadır. Teknoloji devlerinin dijital verileri kullanarak bireyleri bölümlere ayırdığını ve sosyal medyanın bireyleri birbirinden uzaklaştırdığını belirtmektedir. Aynı zamanda büyük teknoloji şirketlerinin, tüketici davranışlarını manipüle ederek, kültürel ve ekonomik kontrol mekanizmaları oluşturduğuna dikkat çekmektedir.
Yanis Varoufakis ‘in Eleştirileri
Yanis Varoufakis, tekno-feodalizmin kapitalizmin yeni bir aşaması olduğunu savunmaktadır. Teknoloji şirketlerinin, rekabeti ortadan kaldırıp, piyasaları tekelleştirerek "dijital feodal lordlar" haline geldiğini ileri sürmektedir. Varoufakis’e göre, bu yeni ekonomik düzende, büyük teknoloji şirketleri, sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasi bir güç de elde ederek devasa kârlar elde etmekte ve demokrasinin temellerini zayıflatmaktadır.
Ortak Endişeleri
Acemoğlu, Milor ve Varoufakis, tekno-feodalizmin şu temel sorunlara yol açtığı konusunda hemfikirdir:
Çözüm Önerileri
Tekno-feodalizmin olumsuz etkilerini azaltmak için, devletlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve bireylerin birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Acemoğlu, demokratik kurumların güçlendirilmesi ve teknoloji şirketlerinin denetlenmesi gerektiğini savunurken, Milor ve Varoufakis büyük teknoloji şirketlerinin gücünün sınırlandırılmasını ve veri gizliliğini koruyacak politikaların uygulanmasını önermektedir.
Tekno-feodalizm, 21. yüzyılın en kritik ekonomik ve toplumsal meselelerinden biri olarak karşımızda durmaktadır. Teknoloji devlerinin giderek artan etkisi, toplumun geleceği açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, teknoloji politikalarının toplumsal faydayı gözeterek yeniden şekillendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Biz bireylerin de bu gelişmeleri çok iyi anlaması, platformların ürünü değil bilinçli ve özgür kullanıcıları olmak üzere hareket etmesi, çevremizde bu konularda farkındalığı arttırması okyanusta damla olmaktan öte büyük bir etki yaratacaktır.
Dr. Soner Canko