“Yaşadığımız kentin caddelerinde, sokaklarında yürürken, önlerinden geçip gittiğimiz yapıların, pek çoğunun farkına varmayız. Arada bir gözümüze çarpanların da ne zaman ne zorluklarla, kimler tarafından inşa edildiklerini düşünmeyiz.” Doğan Tekeli
Modern Türk mimarisinin kuşkusuz en önemli yapılardan biri kabul edilen Manifaturacılar Çarşısı, yapımı 1967 yılında tamamlanmış, İstanbul’un modernleşme adımlarında önemli bir yere sahip olan ilk alışveriş merkezidir. 1950’li yılların sonunda ihtiyaçları doğrultusunda büyük bir kısım meslektaşlarının içinde yer alacağı bir çarşı yaptırmak isteyen Manifaturacılar Kooperatifi’nin ideal çarşı projelerini bulmak üzere düzenledikleri mimari proje yarışmasını henüz 30larında bile olmayan genç mimarlar Doğan Tekeli ve Sami Sisa kazanır. Kısa bir dönem ortaklık yaptıkları Metin Hepgüler de proje ekibindedir. Genç yaşta kazandıkları bu önemli proje hem meslek hayatlarının dönüm noktası sayılabilecek yapılarından biri olacaktır, hem de yapımı en uzun sürmüş projelerinden biri olarak unutulmaz işleri arasında yerini alacaktır.
Mimarları tarafından tasarlanırken, oldukça yakınında bulunan Süleymaniye Camii’ni geri plana atmayacak ve baskın olduğu silüette etki bırakmayacak bir yaklaşım benimsenmiş İstanbul Manifaturacılar Çarşısı, her biri özel tasarlanmış merdivenleri, üzerinde bulunduğu bulvarla olan ilişkisi, galerileri ve avluları ile hayata geçtiği ilk günden itibaren kültürel mirasımızın çok kıymetli bir parçası haline gelir.
İMÇ’yi özel kılan detayların başını şüphesiz ki içinde yer alan sanat eserleri çeker. Mimarlarından Doğan Tekeli, çarşının dönemin plastik sanatlarından örnekler taşıması isteğiyle yola çıkar ve çarşının uygun yerlerine İstanbul’u ve ticareti simgeleyen panolar, heykeller ve su öğeleri yerleştirmek için gerekli görüşmeleri yapar.
Çarşının amblemi için Kuzgun Acar, seramik panolardan biri için Füreya Koral, mozaik panolar için Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu gibi dönemin çok değerli 24 sanatçısı ile Çağdaş Türk Sanatı, bu önemli yapıda temsil edilir. Sanat eserleri, çarşını yaya yollarına, girişlerine ve toplanma alanlarına özenle yerleştirilmiştir.
Prof. Dr. Uğur Tanyeli, Manifaturacılar Çarşısı’nı bir açık hava müzesi olarak değerlendirir, çarşıda bulunan sanat eserlerinin metrekare bazında İstanbul Modern Sanatlar Müzesi’nden fazla olduğu bilinir.
Orijinal haliyle, eski bir kent bölgesine yeni bir yapının nasıl yapılabileceğini ders niteliğinde bir yaklaşımla anlatan İMÇ, günümüzde ise özgün tasarımından uzaklaşmış, mimarlarının elinden çıkmış ve onu biricik yapan tüm özelliklerini bir bir kaybetmiş durumdadır. Artık sadece bir kütle olarak ayakta, ona ruhunu veren tüm güzelliklere veda etmiş bir durumda.
Kent belleğinin ve toplumumuzun bir döneminin kıymetli bir yansıması olan İstanbul Manifaturacılar Çarşısı, bir toplumsal miras niteliğindedir.