“Zamanınız sınırlı, o yüzden başkasının hayatını yaşayarak çöpe atmayın o zamanı… Diğer insanların fikirlerinin gürültüsünün, iç sesinizi bastırmasına izin vermeyin. En önemlisi de, yüreğinize ve içinizdeki sese kulak verecek kadar cesur olun. Her nasılsa, gerçekte nasıl biri olmak istediğinizi onlar zaten biliyorlar.” Steve Jobs
Steve Jobs’ın 2005 yılında Stanford’ta konuşmasını yaparken bahsettiği meşhur sözü “aç kal budala kal” idi. Herkesi derinden etkileyen bu söz uzun yıllar etkisini korudu. Teknolojinin üstel olarak hızlandığı bugünler de ise daha çok hatırlanması gerekiyor çünkü bu cümle içinde çok şey barındırıyor.
Aç kalmak; bilmeye, bilgiye her zaman aç olmak ve her zaman daha fazlasını istemektir. Budala kalmak ise bir işi yaparken o işe yeni baslarkenki duyulan heyecan ile yapabilmektir. “Aç kal budala kal” bu yüzden diğerlerinden ayrılır.
Hepimiz insanız. Belirli bir maaş, istediğimiz bir iş veya kariyere sahip olduktan sonra giderek yavaşlarız. İçimizdeki öğrenme isteği ve işi yaparken sahip olduğumuz naif pozitiflik giderek kaybolur. Bilgiye gerek duymayız, iş yapışımız netleşmiştir. Bir süre sonra çalıştığımız işin içinde kayboluruz. Yeni bir şey istemeyiz. Maaş yeterli hale gelmiştir, konfor alanımız bizi mutlu kılar.
Oysa en önemli mücadelemizi unuturuz. Öne önemli mücadelemiz zamana karşıdır ve zamanı verimli kılmak üzerinedir. Zaman hep çevremizi kuşatır. Sürekli etrafımızdadır. Doğduğumuz anda başlarız zaman ile mücadeleye. Hayatta bazen kısa dönem mutluluklar ve başarılar bu gerçeğe gölge düşürür. Başarı bizi zayıflatır, gittiğimiz yolu unutturur ve hedeflerimizden saptırır. Başarının da başarısızlığında orta yolunun keşfedilmesi bizim görevimizdir.
Bizim konfor ve garantili bir hayat arayışımıza karşılık teknoloji durmaksızın ilerler. Her sene artan bilgi arzına, teknolojik gelişmeleri ve paradigma değişimini görmezden gelmek veya buna karşı direnmek mümkün değildir. Ben kendimden örnek verecek olursam sekiz yıllık çok çalıştığım bir global şirket tecrübem vardı. İstifa ettiğimde ise bilgilerimin çoğu yine çalıştığım şirketle ilgiliydi. Yani aslında hepsi geçmişe aitti. Yeni dünya için çalışmaya başladığımda “aç kal budala kal” sözünü çok daha iyi anlayabiliyordum.
Sonrasında ise bende de yavaşlama oldu. Daha az yazar oldum. Daha az kitap okur oldum. Bununla yüzleşip tekrar aç kalmaya ve budala olmaya kadar verdim. Ne kadar işiniz olursa olsun, ne kadar hayatınız istediğiniz gibi olsun hepimizin bilgi açlığı ve bitmeyen bir iştahı olması gerekmektedir. Bugün bütün kitaplar, eğitimler ve çözmemiz gereken problemler elimizin altındadır. Buna uyum sağlamamız gerekiyor. Her alanda üstel bir değişim mevcut şu anda. Teknoloji bizi buna mahkum kılıyor; gelişmek zorunda olmanın laneti.
Tek önemli şey zaman içinde zaman bulmak… Bu muazzam zor, fakat yapılmak zorunda! Andrey Tarkovski
Teşekkürler.
Ferhat Yalçın
Tomorrow