Ufuk Çizgisi: İnsanın Zaman ile Bitmeyen Mücadelesi
“Her şehir, her abide, insanlığın en muhteşem kazanımları onun peşine düşmüştür. Dalgaların kavuşup tekrar ayrıldıkları ulaşılmaz çizgi. İkimizin belki tekrar karşılacağı yer.” Robert Ford, Westworld
Ufuk çizgisinin anlamı her birey için farklılık gösterse bile insan, hayatının bir zaman bu çizgiyle birleşeceğini bilir. Çocukluk ve gençlikte uzak görünen bu çizgi yaş ilerledikçe insana daha yakın görünür. Bu yüzdendir ki yaş aldıkça anlam arayışı, insanın kendisini tanıması ve zamanını değerli hale getirmesi bir telaş halini almaya başlar. Geçmişte zamanı nasıl geçireceğini bilemeyen insan bir anda zamanı kovalar, her anı yakalamak ve ölümsüzleştirmek ister. Zamanı algılama değişimi ile birlikte insan da değişir, güçlenir ve seçici olur.
Sürekli geçen ve hiç durmayan ilerlemedir zaman. Bu kavramı kişiselleştiren ve farklılıklar katan ise bireylerin zamana kattıkları anlamdan doğar. Zaman insanlar için matematiksel bir olgudan ziyade bitmeyen sonsuz bir çembere benzeyen bir tekrar mekanizmasıdır. Önemli tarihlerin, doğum günlerinin ve yapılacakların planlarının yer aldığı lineer bir çizelge olarak değerlendirilir.
Ne zaman ki geçen zaman hızlanmaya başlar, insan gerçek hayatın acımasız ve zamanın gücü ile tanışmaya başladığında aslında zamanın ne olduğunu anlamaya başlar. Günleri gecelerin, kışın yağmuru ve ayların yılları sürekli takip etmesinden o zaman anlaşılır ki zaman hayatın özüdür. Her döngüde insandan bir şeyler eksilir. İnsan ufuk çizgisine yaklaştıkça zamanın, hayatın ve anlam arayışının önemini keşfeder. Ufuk çizgisi her zamanki ulaşılmaz yerindedir ama birey ufuk çizgisine yaklaşmaya başladığını hisseder.
İnsanların giderek daha bilge olmaları, daha seçici davranmaları, arkadaşlık dostluk gibi kavramlarda oldukça dikkatli hareket etmelerinin sebeplerinden birisi de bu zaman algısının değişmesinden kaynaklanır. Genç zamanlarında olduğu gibi boşuna harcayacak vakitleri veya başka bir hayal kırıklığına tahammül gösteremezler çünkü bilirler ki zamanları ve kaynakları sınırlı.
Zaman ve sağlık birleştiğinde insan için en büyük servet ortaya çıkıyor. Güneşi yüzünde hisseden, rüzgarın sesini duyan, ışıkları yanan boş caddede gece yürüyüş yapan insan yıllar geçtikçe aslında ne kadar şanslı olduğunu anlıyor. Kimi zaman bireyler şansız olduklarını düşünerek hayattan şikayet etse bile insan, yaşamanın verdiği canlılık hissiyatı insan korumaya çalışmalıdır.
Zaman insanın etrafını çeviren matematiksel bir kaçınılmazlık. Adeta bir kum saatine benziyor ve sürekli olarak aşağı doğru kumlar dökülüyor. Zamanın değeri insanlar tarafından bilmesine rağmen, bunu düşünmemek ve lineer bir dünya kurmak daha kolay geliyor. Oysa bugünü değerli kılacak olan şimdi yaptıklarının gücü olacaktır. İnsan kendi tarihini yazmaya bugün başlayabilir ve zamana sahip çıkan insan kendi kaderini, hayatını ve geleceğini yazabilir.
“Hayat senin başka planlar kurarken başından geçen olaylardır.” John Lennon
Teşekkürler,
Tomorrow
Bu yazıyı paylaş: