Tomorrow

Online Gıda Perakendesi, Zor Bir Yol…

Online Gıda Perakendesi, Zor Bir Yol…

Amazon’un tetiklediği, e-ticaret/online firmaların gıda ve taze ürünleri satması ve sonrasında farklı  mağaza formatları açması ile başlayan akım dünyada artarak devam ediyor. Türkiye’de pazaryerlerinin gıda perakendecileri işbirlikleri ile başlayan süreç şimdi mağaza/dar kstore açma ile yeni bir safhaya giriyor. Fiziksel gıda perakendecileri de cirolarının önemli bir kısmını online’dan kazanmaya başladı, yoğun bir rekabet var. Bu rekabet verimlilik ve başarı getirecek mi?

Gıda ürünleri teslimatında (RGD, Rapid Grocery Delivery) pazardan pay almak orta vadede mümkün, ama bu işi kar ederek yapmak zor. Pandemi ile hız kazanan sektörün farklı formatları bu yıl çok zorlandı, ek yatırım bulamayan bazı firmalar kapandı, satıldı veya birleşmelere gitti.

Online firmalar açısından veri ve frekansın çok yüksek olduğu bir pazara girmek, büyük kullanıcı kitlesine ve teknolojik altyapıya sahipken bundan maksimum fayda yaratmak mantıklı. Marketlerin online satışlarını artırıyor ve bu işi öğreniyor olmaları da bir risk. Ancak gıda perakendesinin kendine özgü zorluklarını iyi yönetmeden, sürdürülebilir bir iş modeli ve çok iyi bir tedarik zinciri modeli kurmadan başarının gelmesi kolay değil.

Gıda perakendesinin zorluklarından önemlilerini listelersek;

  • “Sepet büyüklüğünün” (online’da sipariş karlılığının) göreceli düşüklüğü,
  • “Fiyat hassasiyetinin” yüksekliği ve kampanyaların sıklığı,
  • Yoğun rekabete bağlı “düşük marj”,
  • “Yüksek stok devir hızı” ve mevsimsellik içeren tedarik planlamasının çok dinamik olması,
  • “Doğru ürün sayısı” yani müşteri memnuniyeti, karlılık ve yönetilebilirlik için doğru çeşitlilik,
  • “Fire ve envanter kaybı” değerlerinin yüksekliği,
  • “Taze ürünler” yani meyve sebze, et, tavuk, ekmek gibi ürünlerin planlaması, saklama şartları, SKT takibi/FIFO vb. operasyon ile ilgili konular.

Listeyi uzatmak mümkün…

Online gıda perakendesi kurgusunda iş modeli stratejik bir karar, en çok görülen uygulamalar;

  • Hızlı teslimat (10-60 dk.) 1 sipariş – 1 teslimat
  • Randevulu teslimat (aynı/ertesi gün) N sipariş – 1 teslimat
  • Gel-al (Türkiye’de pek karşılık bulmadı)

bunlara ilave “milk-man” modeli gibi farklı modeller de mevcut. Model seçerken müşteri talebine ek pek çok karar kriteri var; yatırım tutarı ve geri dönüş süresi, yaygınlaşma stratejisi, teslimat bedelini müşteriye yansıtma kararı, ürün sayısı ve fiyatlama, network modeli, olası işbirlikleri vb.

Seçilen iş modeli tedarik zinciri tasarımını da belirliyor, bu tasarımda ana bileşenler şunlar:

  • Satın alma ve planlama
  • Depolama ve elleçleme
  • Teslimat noktası/mağaza formatı
  • Teslimat noktası/mağaza süreçleri
  • Sipariş hazırlama
  • Müşteriye teslimat

Her biri ayrı ayrı ele alınması gereken kapsamlı başlıklar, teslimat noktalarını bir parça incelersek;

Teslimat noktaları/mağazalar müşteriye açık mağaza veya dark store olabilir, mağaza yeterince büyükse deposunda hızlı teslimat için ayrı bir dark store da kurgulanabilir. Hepsinin limitleri ve avantaj/dezavantajları var, kaç SKU ile hizmet vereceğinize, yer, nüfus ve sipariş yoğunluğuna göre farklı modeller olabilir ancak standarttan uzaklaşmak, planlama ve operasyonda ek süreç ve komplikasyonlar getirecektir.

Teslimat noktaları/mağazalar firmanın kendi yerleri veya bayi olarak kurgulanabilir. İş modeline ve hizmet saatlerine göre stok yönetimi, mal kabul, SKT/fire kontrol, envanter yönetimi, mağaza tasarımı ve ürün dizilimi,  personel iş tanımları vb. süreçlerin yalın, şeffaf ve otomasyon ile kurgulanması verimlilik getirecektir. Süreç tasarımında fiili ve kaydi stok uyumluluğu önceliklendirilmesi gereken bir konu olmalıdır.

Görüldüğü gibi zor bir yol,  seçilen model ne olursa olsun verimliliği ve başarıyı yakalamak, bu yolu kolaylaştırmak için dikkate alınması gereken başlıklar var.

1. Sektördeki online ve fiziksel market oyuncuları için pek çok farklı işbirliği senaryoları olabilir, “rekaberlik” kavramının tam yerini bulduğu bir alan.

2. 3. parti lojistik hizmetlerinin önemli bir bileşen olduğunu hatırlamakta yarar var.

3. İş modeli ne olursa olsun talep tahmininden başlayıp tedarikçiye kadar giden zincirde “dijital bir planlama altyapısına” sahip olmak. Önce hibrit, sonra mümkün olduğu kadar otonom bir tedarik zinciri planlaması çözümü başarı için gerekli.

Umarım kıt kaynakları olan ülkemizde sektör bu süreci en verimli şekilde yürütür, başarı hızlı gelir ve müşteri memnuniyeti sağlanır.

Teşekkürler,
Orhan Dağlıoğlugil

Görsel: CEOtudent

Bu yazıyı paylaş: